30 Kasım 2008

GÜVEÇTE ETLİ NOHUT



Güveçte pişen yemeğin tadı bir başka oluyor. Ağır ateşte ve kapağı açılmadan piştiği için de besleyiciliğinden bir şey kaybetmiyor. Ben birçok yemeği-şayet zaman sorunum yoksa-güveçte pişirmeyi tercih ediyorum. Geçen hafta sonu birden bire uzun zamandır etli nohut pişirmediğimi farkettim ve hemen giriştim.


Malzemeler:
1,5 su bardağı nohut
200 gr. kuzu kuşbaşı
1 orta boy soğan
1 yemek kaşığı domates salçası
tuz

Yapılışı

Bir gece önce nohutları ıslatmış ve hafif şişmesini sağlamış olmamız lazım. Güvece koyduğumuz çok az sıvı yağda kuşbaşı etleri ve küp doğradığımız soğanı kavuruyoruz. Suyunu salan etlerin suyunu çekmesini bekliyoruz ve nohutu da ekleyerek kavurmaya devam ediyoruz. 5 dakika kavurduktan sonra salçayı ekliyoruz ve nohutların üzerini 3 parmak kadar geçecek şekilde su koyuyoruz. Tuzunu ayarlayıp ağzını kapatıyoruz. Kaynayınca ateşi iyice kısıp 2 saat kadar hiç açmadan pişiriyoruz.


Afiyet olsun

19 Kasım 2008

FITÇIN



Evet bomba tariflerle döneceğimi söylemiştim. Gerçekten de bomba lezzetli bir Çerkez böreği fıtçın… İsmini daha öncede duymuştum ama ben İç Anadolu yöresinin bir yemeği olduğunu sanıyordum, meğer Çerkez yemeğiymiş haberim yoktu, ne ayıp J Yediğim günden beri aklımdan çıkmayan, çok lezzetli, ben de öğrenmeli ve en kısa zamanda yapmaya başlamalıyım dediğim bir yemek türü. İlk yapışımda kararı tam tutturamadım ama ikincisinde çok beğenildi. İlkinde aşırı kalın yapmışım ve içinde eksik malzemeler varmış, neyse sonunda nasıl yapıldığını öğrendim.

Yapımı çok zor değil aslında hamuru yoğurduktan sonra öyle çok düzgün açmaya da gerek yok. Neyse hemen tarife geçeyim ben…

Malzemeler:

Hamuru için:
Yarım su bardağı süt
2 kaşık yoğurt
1 çay bardağı sıvı yağ
Tuz
Bir tutam şeker
Yarım paket yaş maya

İç harcı için:
300 gr. kuzu kıyma
1 baş rendelenmiş kuru soğan
2 adet minik küpler halinde doğradığımız domates
2 diş sarımsak
Tuz
Karabiber
1 yemek kaşığı pul biber
2-3 adet ince kıyılmış sivribiber
2 çay bardağı su

Yapılışı:

Hamuru malzemelerine unu ele yapışmayacak yumuşak bir hamur oluncaya kadar ekleyip yoğuruyoruz. Ilık bir ortamda dinlenmeye bırakıyoruz. Hamur mayalanırken içini hazırlıyoruz. Kıymayı, domatesleri, rendelenmiş soğanı, ezilmiş sarımsağı ve diğer tüm malzemeleri iyice harmanlıyoruz.
Harmanlama işleminin sonunda hamurun üzerine rahatça yayabileceğimiz sulu ve çiğ bir kıyma harcı olacak içimiz…

Mayalanan hamuru ikiye ayırıp yarısını tezgahın üzerinde 0,5 cm. kalınlığında oklava ile açıyorız ve yuvarlakça (benim yuvarlak tepsim küçük oldu kare kullandım) bir tepsiye ilk katı yayıyoruz. Hamuru tepsinin kenarlarından biraz taşırıyoruz ve üzerine kıyma harcımızı her tarafa eşit olarak dağıtıyoruz. Harç üzerine küçük tereyağı parçaları yerleştiriyoruz.






Hamurun ikinci yarısına da aynı işlemi uyguluyoruz ve kıymaların üzerine seriyoruz. Kenarlarından hafifçe taşırdığımız ilk kat hamurun kenarını üst katın üzerine örterek elimizle şekilli olarak birleştiriyoruz.


Üzerine yumurta sarısı sürüp üst kattaki hamurun tam ortasına çay tabağı kadar bir delik açıyoruz. Açtığımız deliğin kenarlarına bıçakla kesikler atıp ortaya çıkan minik yaprakları kenara doğru kaldırıyoruz. Hamurun ortasında ayçiçeği gibi bir görüntü oluşuyor, bunun amacı hamurun içinde su birikmesini engellemek ve kıymaların pişmesini sağlamak…


170 derece fırında üzeri iyice kızarana kadar pişirip sıcak olarak üçgen şeklinde ve tabii ki ayranla servis yapıyoruz.


Afiyet olsun.

11 Kasım 2008

VEEEE.... BLOĞUM 1 YAŞINDA


Herkese merhaba, uzun süre aşağıdaki çiğ köfte resmini seyrettikten sonra sanırım bu pasta figürü hepimize iyi gelecek :) … Kocaman bir aradan sonra tekrar buradayım. Neler oldu bir bakalım; oğlumla okul düzenimizi oturttuk (içinizden yahu nerdeyse yarıyıl tatili geliyor daha yeni mi oturttun diyenleri duyar gibiyim, ama ne yapalım bu yıl böyle oldu), bloglar kapandı imza kampanyaları yapıldı ben de iki satır eleştireyim dedim ben yazana kadar tekrar açıldı :) neyse imza kampanyasına katıldım bari… Hayatta o kadar geriden geliyorum ki bu aralar, blogumun doğum gününü bile kaçırdım. İnsan kendi elleriyle emek vererek ortaya çıkardığı bir şeyin yıldönümünü kaçırır mı hiç, ben kaçırdım. (Yukarıdaki resimde bir sürü mum var ama biz sadece 1 yaşıdayız, başka resim bulamadım da)

Aslında tüm sorunlar uzun zamandır eve haftada bir temizliğe gelen yardımcı bayanımın işten ayrılmasıyla başladı diyebilirim. Ondan önce hayatımda çocuk-eş-iş-okul-mutfak-ev çokgeni gayet düzenli gidiyordu. İşte ne olduysa hayatıma temizlik-ütü ikilisinin dahil olmasıyla oldu ve düzen alt üst oldu. Oturtana kadar akla karayı seçtim, sanırım bundan sonra da böyle devam edecek çünkü 2 aylık zorlu bir uğraştan sonra yavaş yavaş oturttuğum düzenimi bundan sonra kimseye sırtımı dayamadan devam ettirmeye kararlıyım. Evet bahar temizliği, bayram temizliği derken yılda 3-4 kriz yaşamaya da hazırladım kendimi… Ha bu arada benim dersler de daha başlamadı, o zaman ne olacak, işte onu bilmiyorum…

Gelelim blogumun hikayesine: Geçen sene Ekim ayı civarındaydı sanırım, arkadaşlarla yemekhanede yemek yiyoruz, yemek tarifi sormuş bir arkadaşım onu tarif ediyorum. “Sen bir internet sitesi açsan da biz artık seni yormasak” dedi arkadaşın biri… ben de “aslında bloglar var ben de oralardan çok faydalanıyorum. Ne güzel belki ben de bir tane açabilirim, paylaşılacak çok lezzet var ne de olsa” derken, “e peki adı ne olsun” dendi. Çok düşünmedim Cumartesi günlerini full ama full mutfakta geçiren biri için çok zor olmadı, ismi de ağzımdan dökülüverdiJ Akşam eve gelir gelmez bir heyecan giriş yaptım, şablonlarımı seçtim, olmuştu işte!

İlk zamanlar kafamda o kadar çok yemek ve de arşivimde öyle çok resim biriktirdim ki haftada 5-6 tarif ekledim, yavaş yavaş düzene oturdu… Sonra başka bloglardan arkadaşlıklar kuruldu, en güzeli de buydu bence. Amacım yeni evliler, öğrenciler, çalışan hanımlar ve blog sahipleriyle tariflerimi paylaşmaktı. Unutulmaya yüz tutan ve sadece aile büyüklerimiz tarafından pişirilen yöresel yemeklere de yer vermeye çalıştım. Bir sürü eksiğim var hala ama şu an blogumdan memnunum, imkanım olduğu sürece de yazmaya devam edeceğim. Hatta bir süre sonra kendi internet siteme taşınmayı da düşünüyorum. Sonuç olarak iyi ki aranıza katılmışım diyorum:)


Bugünlük tarif yok ama en kısa zamanda bomba tariflerle geri döneceğim. Kendinize iyi bakın.