29 Ekim 2007

ŞEKERPARE














Şekerpareyi en küçük görümcem (bende dört görümce var) Nezahat yıllar önce yapıp bize getirmişti. Tabi bayıldık yerken... Hiç vakit kaybetmeyip tarifini almış ve her fırsat bulduğumda yapmaya başlamıştım. O kadar uzun zamandır yapıyorum ve öyle özdeşleşmişim ki tarifin asıl kaynağını kendim zannetmeye başladım. Bu tarif arkadaşlarım arasında epey yaygınlaştı, hatta sevgili arkadaşım Efser'le taa Amerika'lara bile gitti. Neyse fazla uzatmıyayım da tarife geçeyim bir an önce...

Malzemeler:
4 yumurta
5 yemek kaşığı pudra şekeri
3 su bardağı un
1 paket yumuşak margarin
1 limon kabuğu rendesi
1 paket vanilya
1 paket hamur kabartma tozu
Fındık

Şerbeti için:
3 su bardağı toz şeker
3 su bardağı su
1-2 damla limon suyu

Yapılışı:
Tatlıyı yaparken dikkat edilecek husus şerbetin önceden hazırlanmış ve soğutulmuş olmasıdır. Öncelikle şerbeti hazırlamak için tencereye su ve toz şekeri koyup kaynatıyoruz. Kaynayan şerbetin üzerine 1-2 damla limon suyu damlatıyoruz. Altını kapatıp soğumaya bırakıyoruz.

Yumurtaların sarıları ve aklarını ayırıyoruz. Yumuşak margarin ile pudra şekerini ve yumurta sarılarını yoğuruyoruz. Limon kabuğu, un, hamur kabartma tozu ve vanilyayı da ekleyerek yoğurmaya devam ediyoruz. Tamamen pürüzsüz bir doku oluşunca ceviz büyüklüğünde parçalar kopararak yoğuruyoruz.

Kopardığımız parçaların üzerine fındıkları yerleştirerek üst kısımlarını yumurta akına batırarak tepsiye diziyoruz.







Veya benim fındık bulamadığım zamanlarda yaptığım gibi üzerlerine ceviz de yerleştirebiliriz.







Tepsiye dizdiğimiz hamurları fırına sürüp 200 derecede üzeri altın sarısı renk alıncaya kadar (yaklaşık 30 dakika) pişiriyoruz.

Fırından çıkardığımız şekerparelerin üzerine şerbeti gezdiriyoruz. (Hamur sıcak şerbet soğuk). Kalan sosu tepsiye boca ediyoruz.






Şekerpareleri şerbetini çekmesi için bir kenarda dinlendiriyoruz.







Soğuduktan sonra tatlımız hazırdır.

Afiyet olsun.

MANTI

Kaç haftadır mantı için buluşacağız şirketteki arkadaşlarla ama bir türlü kısmet olmadı... Şöyle hep birlikte bir yandan muhabbet bir yandan mantı kapatırız diye düşündük. Sonrası malum, mide bayramı... Ama her hafta bir şey çıktı olmadı. Daha sonra İlknur ile kararlaştırdık haftaya biraz mantı yapıp dondurucuya atalım diye, derken o da anne adayı Berna'ya bakmaya gitti ne de olsa son haftalar tedbirli olmak lazım. Kaldı mı mantı başka bir hafta sonuna, diye düşünürken kardeşim İstanbul'dan geldi ve bombayı patlattı mantı isterim diye. Böylece n'olur? tabii iş başa düşer. Taktım önlüğümü başladım yoğurmaya...

(Bu arada bizde mantıyı bir annem bir de Ümran Ablam harika yapar, onların yanında benimkinin esamesi bile okunmaz-yazmadan geçemeyecektim)
Malzemeler:
Hamuru için:
3 su bardağı un
1 su bardağı su
1 yumurta
Tuz

Kıyması için:
250 gr.kıyma
1 orta boy soğan
Tuz
Karabiber

Üzerine:
Sarımsaklı yoğurt, salça, yağ

Yapılışı:
Unu eleyip ortasını havuz şeklinde açın.
Yumurta su ve tuzunu koyup yoğurmaya başlayın.

Tüm malzemeler iyice karışıncaya ve hamur pürüzsüz bir kıvam alana kadar yoğurmaya devam edin.

Hamuru top haline getirip bir kaba koyun, kurumaması için üzerini temiz bir bezle örtün ve dinlenmeye bırakın.
Hamurumuz dinlenirken mantının iç malzemesini hazırlayabiliriz:Kıymaya 1 baş soğanı rendeleyin, tuzunu ve karabiberini ekleyip güzelce yoğurun.
Yarım saat kadar dinlendirdiğiniz hamuru açmaya başlayabiliriz. Hamuru iki eşit parçaya bölüp birinci bezeyi düz bir zemin üzerinde açmaya başlıyoruz.

Açma esnasında hamurun oklavaya yapışmaması için arada sırada üzerine un serpiyoruz.

Hamurun çapı yaklaşık olarak 50 cm olunca üzerine bolca un serperek elimizi üzerinde gezdiriyoruz ve unun hamura yapışmasını sağlıyoruz.


Oklavaya aldığımız hamuru şekildeki gibi katlıyoruz

Daha sonra 2 cm eninde kesiyoruz. Bu işlem sonunda açıldığında uzun şeritler haline gelecek hamur katları elde edeceğiz.

Kesme işlemi bitince tüm şeritleri açıyoruz. Aralarına un serperek üst üste diziyoruz.

Dizme işleminden sonra şeritlerimizi küçük kareler meydana gelecek şekilde tekrar kesiyoruz.

Ortaya çıkan karelerin bir kenarı yaklaşık 2 cm. kadar olmalıdır.

Elimizi unlayıp kestiğimiz hamurları elimizle hafifçe dağıtıyoruz ki biz mantıları kapatırken hamurlar birbirine yapışmasın.

Küçük karelerin ortasına kıymayı şekildeki gibi koyup kapatıyoruz.

Diğer hamur bezesine de aynı işlemi uygulayarak mantının hazırlık aşamasını tamamlıyoruz.

Tencerede çok az yağ ile 1 yemek kaşığı kadar salçayı kavurup üzerine bol su ekliyoruz. Kaynattıktan sonra hazırladığımız mantıları içine atıp haşlıyoruz. Tabi bunun yerine içine tuz attığımız sade suda da haşlayabiliriz. Tercih meselesi... Ancak Kayseri'de mantı salçalı su içerisinde haşlanarak sulu bir şekilde yenir. Benim babaannem de kayınvalidem de Kayserili olduğu için ben de çocukluğumdan beri alışılageldiği üzere hep salçalı suda pişiriyorum.

Tabağa aldığımız mantı üzerine sarmısaklı yoğurt ve salça yağ karışımı sos döküyoruz. Baharatla süsleyip servis yapıyoruz.

Afiyet olsun.

Not: Mantı üzerine bizde çeşitli baharatlar mutlaka eklenir. Nane, pul biber, kekik vs... Ama bana mantının üzerine serpilen vazgeçilmez baharat nedir diye sorsanız sumaktır derim. Bana göre üzerine sumak serpilmemiş mantı eksik kalmış sayılır. Ama damak tadı kişiden kişiye değişir tabii...

CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

Evet yine bir cumartesi geldi ve ben sabah çok erken bir saatte tren garına Sonay'ı (İstanbul'dan gelen erkek kardeşim) karşılamaya gittim. Malum 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla 3 günlük bir tatil var. Birlikte eve geldikten sonra uzun uzun hasret giderdik ve mutfakta ben yemeklerimi yaparken saatlerce sohbet ettik. Tabi kardeşim ta İstanbul'lardan gelir de gelmeden önce sipariş vermez olur mu?

İlk olarak mantı yapmamı istedi, ardından da sütlü tatlı siparişi verdi. Eee ne yapalım, biz de girdik mutfağa başladık yapmaya... Bakalım neler vardı bu hafta cumartesi mutfağında:

Sütlü Bulgur Çorbası
Brokoli Çorbası
Mantı
Fırında Tavuk Baget
Zeytinyağlı Kereviz
Zeytinyağlı Pırasa
Fırında Patates
Katı Muhallebi
Şekerpare

Halvane

Malum cumartesi haricinde mutfakta çok uzun süre bulunamadığım için ben kardeşime 2 günlük bir menü hazırladım, Daha sonra da 2 günün sonunda dün akşam onu tekrar İstanbul'a uğurladık. Canımın içi umarım burada iyi vakit geçirmişsindir.

Bu arada cumartesi günü çektiğim resimleri ve tariflerimin tümünü ara ara yayınlamaya çalışacağım. Umarım gezinirken iyi vakit geçirirsiniz.

Hepinizin Cumhuriyet Bayramını kutlarım.

ZEYTİNYAĞLI KEREVİZ














Malzemeler:

3-4 adet orta boy kereviz
2 adet havuç
1 orta boy soğan
2 çay bardağı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı toz şeker
1 limonun suyu
2 su bardağı su
tuz


Yapılışı:
Küp doğranmış soğanı ve halka doğranmış havucu zeytinyağında sararana kadar kavuruyoruz.
Kabuğunu soyup yıkadığımız kerevizleri halka halka 1 parmak eninde doğrayıp onu da tencereye ekliyoruz.
Kerevizleri yağda birer kez alt üst edip üzerine tuz, şeker ve suyu da ekleyerek kaynamaya bırakıyoruz.
Kaynayınca kapağını kapatıp, altını kısıyoruz.
Kerevizler iyice pişip yumuşayınca (yaklaşık yarım saat) ateşten alıp soğumaya bırakıyoruz.
Oda sıcaklığına gelince dikkatlice kapaklı bir borcama önce kerevizleri alıyoruz.
Daha sonra havuçları kerevizlerin ortasına koyuyoruz.



Suyunu üzerine gezdirip, yıkadığımız kereviz yaprakları ile süslüyoruz.
Kapağını kapatıp buzdolabına kaldırıyoruz.
Soğuk olarak servis yapıyoruz.



Afiyet olsun.

ZEYTİNYAĞLI PIRASA



Malzemeler:
1 kg. pırasa
3 adet havuç
2 çay bardağı zeytinyağı
2 yemek kaşığı pirinç
1 limonun suyu
1 tatlı kaşığı toz şeker
1 su bardağı su
tuz
Yapılışı:
Pırasaları ayıklayıp yıkadıktan sonra verevine kesiyoruz. Zeytinyağını tencerede kızdırıp havuçları sararana kadar kavurup üzerine pırasaları atıyoruz. İçindeki pırasa katlarının ayrılmaması için hafifçe yağda çeviriyoruz. Üzerine tuzu, şekeri, limonu ve suyu da ekleyip kaynamasını bekliyoruz. Kaynayınca altını kısıp kapağını kapatıyoruz ve pırasalar iyince pişinceye kadar (yaklaşık 45 dk.) ateşte tutuyoruz. Düdüklü tencere kullanmak isteyenler suyun yarısını kullanabilirler. Düdüklüde yaklaşık 15 dakikada pişiyor. Pişince oda sıcaklığına gelene kadar bekletip daha sonra kapaklı bir cam kaba aktarıyoruz. Buzdolabına kaldırıp tamamen soğuyunca servis yapabiliriz.
Afiyet olsun.

SÜTLÜ BULGUR ÇORBASI














Aslında oldum olası bulgurla yapılan çorbaları sevmezdim. Bu çorbayı görümcelerim gayet başarı ile yapar, özellikle de Güler Ablam... Uzun süre tadına bakmayı bile reddettiğim sütlü bulgur çorbasını ilk yediğimde bayıldım ve o gün bu gündür (çok uzun zaman olmadı yaklaşık 2 aydır) nerdeyse her tavuk haşladığımda yapıyorum. Demek ki neymiş; yemek konusunda ön yargılı olmamak lazımmış... Yapımı çok basit, son derece besleyici ve inanılmaz lezzetli. Eğer evde hazırda tavuk suyunuz varsa en fazla 15-20 dakika içinde hazır oluyor. Tavuk suyu yok, et suyunuz varsa o da çok lezzetli oluyor. Denemek isteyenlere duyurulur.

Malzemeler:

1/2 su bardağı köftelik bulgur
1 su bardağı süt
1 lt. tavuk suyu
Tuz
1-2 yemek kaşığı yağ
1 çay kaşığı dolusu kırmızı toz biber



Yapılışı:
Tavuk suyunu kaynatıp içine bulguru atıyoruz. Bulgur iyice pişip yeterince şiştikten sonra tuzunu atıp üzerine sütü ekliyoruz. 1 dakika kadar kaynatmaya devam ediyoruz. Aslında orijinalinde yok ama siz üzerine tercihe göre yağda yakılmış kırmızı toz biber veya nane ekleyerek servis yapabilirsiniz. Ben sadece yağ+kırmızı biberle süslüyorum.



Afiyet olsun.

24 Ekim 2007

BULGUR PİLAVI





Malzemeler:
1 bardak pilavlık bulgur
1 baş soğan
5 adet sivri biber
1 tatlı kaşığı biber salçası
1 tatlı kaşığı domates salçası
1 domates
2 bardak su

Yapılışı:
Soğanı yemeklik doğrayıp ince doğranmış sivri biber ile 3 yemek kaşığı sıvı yağda iyice kavuruyoruz. Soğan ve biberler iyice sarardıktan sonra, yıkayıp suyunu süzdüğümüz bulguru da ekleyip kavurmaya devam ediyoruz. 1-2 dakika kadar kavurduktan sonra biber ve domates salçalarını da ekliyoruz. 1 adet rendelenmiş domatesi ve 2 bardak suyu (soğuk sıcak farketmez) ekleyip tuzunu da koyduktan sonra hepisini karıştırıp tencerenin kapağını kapatıyoruz. Kaynamaya başlayınca ocağın altını kısıp pişmeye bırakıyoruz. Pilav suyunu çekince (yaklaşık 15 dk.) altını kapatıp servis yapıyoruz.

Afiyet olsun.

PATLICANLI İSLİM KEBABI

















Malzemeler:

4 adet patlıcan
200 gr.kuzu eti
1 orta boy soğan
3 adet domates

Yapılışı:
Öncelikle patlıcanları uzunlamasına yassı şeritler halinde keserek (bir patlıcandan yaklaşık 4 şerit çıkıyor) acı suyunu çıkarmak için tuzlu suda 2-3 saat kadar bekletelim. Daha sonra patlıcanların suyunu iyice sıkıp bir peçete yardımı ile kurutup sıvı yağda rengi sararana kadar kızartalım.











Kızarttığımız patlıcanları peçeteye serip fazla yağını alalım.

Diğer taraftan kuzu etlerini soğanla birlikte iyice kavurup üzerine domatesleri rendeledikten ve tuzunu da ekledikten sonra pişmeye bırakalım. Tamamen pişen etin suyunu bir kaba süzüyoruz.

Yağını peçete ile aldığımız patlıcanları çapraz şekilde üst üste yerletirdikten sonra ortasına suyunu süzdüğümüz pişmiş etlerden 1 kaşık kadar koyuyoruz. Patlıcanları bohça biçiminde kapatarak üzerini kürdanla tutturuyoruz. İsteğe göre kürdana bir parça domates de saplayabilirsiniz.












Hazırladığımız bohçaları fırına dayanıklı ve tercihen kaaklı bir kaba aktararak üzerine süzdüğümüz domatesli et suyunu gezdiriyoruz.

200 derece fırında 20-30dakika kadar pişirip servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun

20 Ekim 2007

KATI MUHALLEBİ















Malzemeler:
1 kg süt
3 kahve fincanı un
3 kahve fincanı toz şeker
1 paket vanilya
½ paket katı margarin

Sosu için:
2 yumurta sarısı
3 kaşık pudra şekeri
2 kaşık kakao
½ paket margarin

Yapılışı:
1 kg. süte un, toz şeker ve vanilya katılarak ocağa konur ve kaynayıncaya kadar karıştırılır. Kaynadıktan sonra ocaktan alınarak içine yarım paket margarin katı halde atılarak 15 dakika boyunca mikserle çırpılır. Hazırlanan muhallebi, dibi çok az suyla ıslatılmış ve tercihen dikdörtgen bir borcama dökülerek buzdolabına kaldırılır.


Muhallebi soğurken diğer yandan sos hazırlamaya başlanır.

2 yumurta sarısı, pudra şekeri ve kakao iyice çırpılır. Daha sonra eritilmiş yarım paket margarin sıcak halde bu karışımın üzerine dökülerek 15 dakika boyunca çırpmaya devam edilir.


Hazırlanan sos dolapta bekleyen muhallebinin üzerine sıcak olarak dökülür.



Buzdolabında en az 3-4 saat beklettikten sonra hindistan cevizi ile süslenip, börek dilimleri gibi kare kesilerek servis yapılır.

Afiyet olsun.


19 Ekim 2007

İKİ RENKLİ KEK















Ben yıllarca bana çok kuru geldiği için kek yemedim. Çok yakın bir arkadaşımda -ki ben ona kek profesörü diyorum- bu keki yedikten sonra ben de evde kek yapmaya ve yemeye başladım. Arkadaşımın eşi ve çocukları çok sevdikleri için evinde kek hiç eksik olmaz, biter bitmez hemen tekrar yapılır. Bu yüzden evinde her çeşit keki bulmanız mümkündür. Bugüne kadar tattığım kekler arasındaki en lezzetli kek tarifi olduğuna inanıyorum, onun için de yaklaşık 10 yıldır bu tariften hiç şaşmadım. Canım arkadaşım Saliha’ya beni kekle barıştırdığı için çok teşekkür ediyorum.

Tarifte verilen kakao yerine 1 kase üzüm ve ceviz ile üzümlü-cevizli kek, rendelenmiş bir portakal kabuğu ile de portakallısını yapabilirsiniz. Ben bazen tarçın ve cevizle de yapıyorum güzel oluyor. Umarım denedikten sonra sizler de beğenirsiniz.

Mazemeler:
1 su bardağı yoğurt
¾ su bardağı sıvı yağ
1,5 su bardağı toz şeker
3 yumurta
2 yemek kaşığı kakao
1 yemek kaşığı hindistan cevizi
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
2 su bardağı un

Yapılışı:
· Kek yapmaya başlamadan önce kek kalıbını fırça yardımı ile yağlıyoruz.
· Yağladığımız kaba ince bir katman halinde her tarafına yayılacak şekilde un serpiyoruz. Kalıbı silkeleyerek unun fazlasını alıyoruz.
· Yağlayıp unladığımız kek kalıbını buzluğa kaldırıyoruz.
· Derince bir kapta yumurtaları ve toz şekeri mikserle çırptıktan sonra sıvı yağ, yoğurt ve vanilyayı da ekleyerek çırpmaya devam ediyoruz.
· Un, vanilya, kabartma tozu ve hindistan cevizini başka bir kapta karıştırıp, bunları da ekleyip iyice çırpıyoruz.
· Kek kalıbını buzdolabından çıkarıp kek hamurunun yarısını kalıba döküyoruz.
· Kalan hamura kakaoyu ekleyerek iyice karıştırıyor ve kek kalıbına bu karışımı da döküyoruz.
· Keki fırının orta bölmesine yerleştirerek 150 derecede 50-60 dakika pişiriyoruz.
· Pişen keki fırından çıkardıktan sonra üzerini temiz bir bezle örtüyor ve oda sıcaklığında soğuyana kadar bekletiyoruz.
· Soğuduktan sonra servis tabağına alıp servis yapabiliriz.






· Dilerseniz kekleri daha sonra yemek üzere buzdolabı poşetlerine koyarak buzlukta uzun süre saklayabilirsiniz.

Afiyet olsun.

16 Ekim 2007

SEBZELİ TAVUKLU RULO BÖREK


















Malzemeler:

3 yufka
1,5 çay bardağı sıvı yağ
1,5 çay bardağı su
1 yumurta sarısı

İç malzemesi:
200 gr tavuk göğsü (bonfile)
1 baş soğan
1 adet patlıcan
1 adet rendelenmiş havuç
1/2 su bardağı haşlanmış bezelye
1 küçük kase soya filizi
Tuz, karabiber

Yapılışı:
Öncelikle içini hazırlamak için bir tencereye sıvı yağ koyup soğanı, minik küpler halinde doğradığımız patlıcanı ve havucu iyice kavuruyoruz (eğer evde hazır haşlanmış bezelyeniz yoksa ve taze bezelye kullanacaksanız soğanlar ile onu da ekleyebilirsiniz). Haşlanmış tavuğu kemiğinden ayırıp iyice didikliyoruz ve onu ekleyip kavurmaya devam ediyoruz. Tuzu ve karabiberi ekleyip üzerine ½ su bardağı su koyup kaynayınca altını kısıp kapağını kapatıyoruz. Sebzeler pişince altını açıp kalan suyunu çektiriyoruz. Haşlanmış bezelye ve soya filizini de ekleyip altını kapatıyoruz. Böylece içimiz hazırlanmış oluyor.













1,5 çay bardağı su ile 1,5 çay bardağı sıvı yağı bir kasede karıştırıyoruz (tabi ne kadar uğraşsanız da bu ikisi asla tam olarak karışmıyor). Düz bir tezgaha birinci yufkayı yayıp üzerine su-yağ karışımından fırça yardımı ile sürüyoruz. Üzerine ikinci yufkayı serip ona da aynı işlemi uyguluyoruz.

Üçüncü yufkaya da aynı şekilde karışımın kalanını sürdükten sonra tavuklu içimizi yufkanın her tarafına eşit şekilde serpiştiriyoruz.

Yufkanın dört kenarından yaklaşık 2-3 parmak içe doğru katladıktan sonra yufkayı olduğu gibi sıkı bir rulo halinde sarıyoruz.
Tepsiye yerleştirip üzerine 1 yumurtanın sarısını sürüyoruz. Daha sonra 200 derece fırında üzeri iyice kızarana kadar pişiriyoruz (yaklaşık 40-50dk.).




Dilimleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun.

15 Ekim 2007

EZOGELİN ÇORBASI


Malzemeler:
5 kahve fincanı kırmızı mercimek
½ kahve fincanı pilavlık bulgur
½ kahve fincanı pirinç
1 orta boy soğan
2 yemek kaşığı biber salçası
2 litre et suyu
1 tatlı kaşığı kekik

Yapılışı:
Soğanı yemeklik doğrayıp yağda sararana kadar kavuralım. Daha sonra mercimek, pirinç ve bulguru da ekleyip onları da 1-2 dakika kavuralım ve salçasını ekleyip karıştırdıktan sonra biraz tuz ile kekiği ve 2 lt et suyunu ekleyerek kaynamaya bırakalım.Kaynadıktan sonra altını kısarak kapağını kapatalım. Tüm malzemeler pişince (yaklaşık 40-45 dk.) çorbanız hazırdır. Afiyet olsun

SEBZELİ TAVUK GRATEN














Malzemeler:
(8 kişilik)
500 gr. tavuk göğsü (bonfile)
2 adet kabak
2 adet havuç
2 orta boy soğan
2 yemek kaşığı un
1,5 su bardağı süt
1 bardak rendelenmiş kaşar peyniri

Yapılışı:
Tavuğu haşlayın ve kuşbaşı büyüklüğünde parçalara ayırıp dikdörtgen bir borcama yayın. Üzerine biraz tuz serpelim.


Soğanı ve havucu doğrayarak rengi dönene kadar yağda kavurun. Üzerine iri doğranmış kabağı da ekleyerek yine yağda biraz çevirdikten sonra tuzunu ekleyip, borcama yaydığınız tavukların üzerine onları da yayın.

Unu 1-2 yemek kaşığı yağda rengi sararana kadar kavurup üzerine soğuk sütü dökün. Süt hemen fokurdamaya başlayacaktır. Topaklanmaması için karıştırmaya devam edin ve kaynayıp kalın bir sos haline gelince tuzunu ekleyip ocaktan alın. Diğer malzemelerin üzerine onu da döküp güzelce yayın.

Ben bu sefer yarım ölçü yaptım 4 kişilik oldu

En üste kaşar peynirleri döşeyip fırına sürün.
200 derece fırında üzeri iyice kızarana kadar (30 dk.) pişirin ve sıcak sıcak servis yapın. Afiyet olsun.

TAVUKLU SEBZELİ ARPA ŞEHRİYE ÇORBASI

Ben bu çorbanın bir benzerini bir arkadaşımda içmiştim. Çok beğendim ama daha sonra sebze de ekledim bu şekli daha besleyici ve lezzetli oldu. Sizler de kendi damak tadınıza göre farklı malzemeler ilave ederek deneyebilirsiniz.

Malzemeler:
200 gr. Kadar tavuk eti (göğus veya but hiç faketmez)
1 baş soğan (mevsimine göre pırasa da olur)
1 adet havuç
1 adet patates (patates yerine bazen kereviz kullanıyorum)
¼ su bardağı arpa şehriye
2 yemek kaşığı konserve mısır (ben bu sefer koymadım)
2 yemek kaşığı bezelye
¼ demet maydanoz
1 yumurta
1 limonun suyu

Yapılışı:
Tavuk etlerini minik küpler halinde doğrayıp soğan ve bezelye ile birlikte yağda biraz kavurun. Daha sonra küp doğranmış havucu da ekleyip havucun rengi değişene kadar bir kaç dakika daha kavurun. Üzerine 1,5 lt su ve tuz koyup kaynayınca küp doğranmış patetesleri de ekleyin. Altını kısıp kapağını kapatın.

Tüm malzemeler pişince üzerine arpa şehriyeyi de karıştırarak arpa şehriyeler pişinceye kadar kaynatmaya devam edin ve mısırı ekleyip atını kapatın.

Terbiyesi için limon suyu ile çırpılmış yumurtayı karıştırın. Çırpmaya devam ederek çorbadan 1 kepçe kadar alıp yavaş yavaş ekleyin. Daha sonra bu karışımı tencereye yavaşça ekleyerek ve hızlıca karıştırarak terbiyeleyin.

Afiyet olsun.

14 Ekim 2007

SULU KÖFTE












Malzemeler:
400 gr kıyma
1 çay bardağı pirinç
1 yumurta sarısı
1 orta boy soğan
tuz, kara biber
1-2 dal maydanoz
1 küçük kase un
1 patates
2 havuç

Terbiyesi için:

1 limon
1 yumurta



Yapılışı:
Soğanı rendeleyip kıyma, yumurta sarısı, pirinç, tuz ve karabiberi ekleyip iyice yoğuruyoruz. Unu bir tepsiye yayıp yoğurduğumuz köfteleri unlu tepsiye koyuyoruz. Tepsiyi hafifçe sallayıp tüm köftelerin una bulanmasını sağlıyoruz. Bir tencereye 2 litre suya 1 tatlı kaşığı tuzu koyup kaynatıyoruz. Kaynayan tencerenin içine köfteleri, küp küp doğranmış patatesi ve küp küp doğranmış havucu koyup hepsini iyice pişiriyoruz. Bir kasede 1yumurtayı ve 1 limonun suyunu sıkıp iyice çırpıyoruz. Tenceredeki yemeğin suyundan 1 kepçe kadar yavaş yavaş terbiyeye ekleyerek çırpmaya devam ediyoruz. Tencerenin altını kapatıp bu karışımı tencereye yavaşça ekleyerek kesilmemesi için bir yandan da hızlıca karıştırıyoruz. Üzerine maydanozu kıyıyoruz. Sulu köftemiz hazırdır. Afiyet olsun...

KIŞLIK DOMATES KONSERVESİ


Evet biraz geç oldu biliyorum, domatesler hem pahalandı hem de azaldı ama yine de yapmak isteyip de henüz denemeyenler olursa diye son anda yayınlamaya karar verdim.


Yapılışı:
Ben bu sefer 10 kg domatesten yaptım 1 kg dan 1 standart kavanoz domates çıkıyor. Domatesleri blenderdan geçirip büyükçe bir tencereye koydum. 2-3 tatlı kaşığı tuzu ekleyip kaynamaya bıraktım. Kaynadıktan sonra 1 saat kadar kısık ateşte pişirip sıcak olarak kavanozlara doldurdum ve ağzını sıkıca kapattım. Düz bir zemine ve tercihen mutfakta fazla kullanılmayan bir köşeye bir bez sererek kavanozları ters çevirdim. Bu şekilde hiç kıpırdatmadan 2 gün bekletip hepsini rafa kaldırdım. Kapağını açmadığınız sürece bozdolabında sakalamanıza gerek yok ama kapağını açınca mutlaka dolaba kaldırmak gerekiyor. Afiyet olsun.



SODALI BÖREK




Malzemeler:
1 kg yufka
300 gr kıyma
1 baş soğan
1/4 demet maydanoz
tuz, kara biber
1 bardak süt
1 bardak sıvı yağ
1 yumurta
2 şişe soda

Yapılışı:
Öncelikle içi hazırlamak için soğanı küp küp doğrayarak kıyma ile birlikte yağda kavuruyoruz. İyice kavrulunca altını kapatıp tuz, karabiber ve maydonozu ekleyip karıştırıyoruz. Böreği yapmak için süt, sıvı yağ ve yumurtayı bir kapta iyice çırpıyoruz. Yufkanın ilk katını kenarları dışına taşacak şekilde tepsiye yayıyor ve diğer yufkaları onun üzerine büzerek seriyoruz. her katına sütlü-yumurtalı-yağlı harçtan yayıyoruz. Üçüncü yufkayı da serdikten sonra üzerine kıymalı içi koyuyoruz. Daha sonra diğer yufkaları da aynı şekilde serdikten sonra, ilk serdiğimiz yufkanın tepsiden taşan kenarlarını düzgün bir şekilde en üste katlıyoruz. Böreği kesip 2 şişe sodayı üzerine boca ediyoruz ve buzdolabında bir kaç saat yufkalar sodayı iyice çekinceye kadar bekletiyoruz. Üzerine yumurta sarısı sürüp fırına veriyoruz. 200 derece fırında üzeri iyice kızarana kadarpişiriyoruz. Afiyet olsun.

13 Ekim 2007

ZEYTİNYAĞLI YAPRAK SARMA










Malzemeler:
Yarım kg salamura yaprak
1 bardak pirinç
1 baş soğan
1 paket dolmalık fıstık
1 paket kuş üzümü
1 bardak zeytinyağı
2 yemek kaşığı nar ekşisi
1 limon
Yarım çay kaşığı tarçın
Yeni bahar
Kara biber
Tuz
1 tatlı kaşığı şeker
Kıyılmış maydanoz
2 bardak su

Yapılışı:
Hazırlıklara başlamadan önce yaprağımız salamura olduğu için haşlamalıyız. Aksi takdirde aşırı tuzlu olacaktır sarmalar...

Yaprakları bol su ile yıkayıp üzerini 4 parmak kadar geçecek kadar su ekledikten sonra düdüklüde 5 dakika haşlıyoruz. Haşladığımız yaprakların suyunu süzdürüp iyice soğuyana kadar ayırmaya çalışmıyoruz. Yoksa yırtılabilirler... Soğuduktan sonra sarma hazırlıklarına geçebiliriz:

Zeytinyağından 1 parmak kadar ayırıp kalanını ile önce dolmalık fıstığı birkaç dakika daha sonra soğanı küp küp doğrayıp ekleyelim. 5 dakika kadar kavurduktan sonra pirinci ekleyip onu da kavuralım. Daha sonra tuzu, şekeri ve yarım su bardağı suyu ekleyip, altını kısıp tencerenin kapağını kapatalım. Pirinç suyunu çekince ocaktan alıp kuş üzümü, nar ekşisi, limon, yeni bahar, karabiber, tarçın ve maydanozu ekleyip iyice karıştıralım. İçimiz hazırdır. Artık yaprakları sarabiliriz.




Sarma işlemi bitince artan yaprakların yarısını tencerenin dibine döşeyelim ve sarmaları tencereye dizelim. Daha sonra kalan 1,5 bardak suyu ve kalan 1 parmak zeytinyağını sarmaların üzerine gezdirelim. Üzerine kalan yaprakları döşeyip, kapağını kapatalım ve altını yakalım. Suyu kaynadıktan sonra altını kısıp kapağını hiç açmadan suyunu çekene kadar yaklaşık 40-50 dk. pişirelim. Piştikten sonra altını kapatıp oda sıcaklığında soğumaya bırakalım. Uygun kapaklı bir cam kaba yerleştirerek buzdolabına kaldıralım. Sarmamız hazırdır.

Afiyet olsun.

12 Ekim 2007

HALVANE













Merhaba bugün size bir çerkez simidi olan halvanenin tarifi vereceğim. Bu simit eşimin ailesinde genelde kahvaltılarda ve bazı yemeklerin yanında yeniyor. Bizde Bayramlarda, özel günlerde, hafta sonu sabahları veya misafir geleceği zaman ilk olarak bu gelenekesel simit pişirilir. Mis gibi kokusu ve harika tadı ile en kısa sürede benim de vazgeçilmezlerim arasında yer alan bu simidin tarifine geçiyorum hemen:

Malzemeler:
5 çay bardağı ılık süt
1 çay bardağı sıvı yağ
1 yumurta (beyazı içine, sarısı dışına)
2 tatlı kaşığı şeker
2 tatlı kaşığı tuz
Yarım paket yaş maya
Aldığı kadar un

Yapılışı:
Öncelikle elenmiş unun ortasına yumurta akı, süt, tuz, sıvı yağ, şeker ve yaş maya eklenir. Kulak memesi yumuşaklığında bir hamur iyice özleşene kadar yoğurulur ve üzeri temiz bir bezle örtülerek 1 saat kadar mayalanmaya bırakılır. Mayalanan hamur 18 eşit bezeye bölünerek her bir beze önce uzun şeritler halinde kıvrılıp ikiye katlanır, tekrar kıvrılıp simit şeklinde iki ucu birbirine birleştirilerek tepsiye dizilir.

Ben bazen ayçöreği şeklinde de yapıyorum

1 saat kadar tepside kabartıldıktan sonra üzerine yumurta sarısı sürülerek normal fırın ayarında 200 derecede 25-30 dk. kadar üzeri kızarana kadar pişirilerek fırından çıkartılır. Hafifçe ılınmasını bekledikten sonra yiyebilirsiniz.
Afiyet olsun.

09 Ekim 2007

FIRIN SÜTLAÇ


İlk yemek tarifi olarak sevgili arkadaşım Esra'nın uzun süredir benden beklediği fırın sütlaca yer vermek istedim. Aslında bu tatlıyı uzun zaman önce oldukça uzmanlaşmış şekilde sık sık yapardım ama daha sonra arayı açtığımı farkettim. Maalesef büyüklerimden aldığım ve deneye deneye bizim evin damak tadına uygun hale getirdiğim tarifimi çok aramama rağmen bulamadım. En sonunda sağdan soldan aldığım tarifleri evde birleştirip tecrübe ederek yeni bir tarife ulaştım. Esra'cığım umarım dener ve memnun kalırsın. Bizim evde Kuzey'in en sevdiği tatlı fırın sütlaçtır. Hiç sorunsuz ve uğraştırmadan sık sık tüketir. Neyse hemen malzemelere geçiyorum:

4 kişilik
4 su bardağı süt (eskiden mutfaklarda kullanılan ve sana bardağı tabir edilen su bardağı ile)
1/4 su bardağı pirinç
1 yemek kaşığı nişasta
1 su bardağından 2 parmak eksik toz şeker
1 paket vanilya

Öncelikle pirinci yıkayıp süzerek üzerini 2 parmak kadar geçecek şekilde su ile haşlıyoruz. Pirinç tüm suyunu çekince altını kapatıyoruz. Diğer taraftan sütten bir kepçe kadar alıp bir kapta nişastayı sütle iyice eziyoruz ve süte karıştırıyoruz. Vanilya ve toz şekeri de ekleyip kaynayıncaya kadar karıştırıyoruz. Kaynadıktan sonra altını kısıp bu şekilde 5 dakika kadar ara sıra karıştırıyoruz. Daha sonra hafifçe haşlanan pirinçleri ekleyip pirinçler iyice yumuşayana kadar ara sıra karıştırmaya devam ediyoruz (şayet karıştırılmazsa üstü kaymak bağlıyor). Altını kapatıp fırına dayanıklı sütlaç kaplarına aktarıyoruz. Fırına dayanıklı tepsiye dizdikten kapların sonra yarısına kadar gelecek şekilde tepsiye su koyuyoruz. Şayet fırınınızda fan ayarı var ise 200 derecede üzeri kızarana kadar pişiriyoruz. Fan ayarı olmayan fırınlarda 150 derecede 30 dk kadar pişirip daha sonra üst rafa alıp üzerini kızartabilirsiniz. Kapları tepsiden alıp soğuyuncuya kadar oda sıcaklığında bekletip daha sonra buzdolabına kaldırıyoruz.

Afiyet olsun.