29 Aralık 2007
KIYMALI PAZI SARMASI
Öncelikle pazıları saplarından ayırıp yıkıyoruz. Kaynayan tuzlu suya üçer beşer atıyoruz, kaynar suda 10 saniyeden fazla tutmayalım çünkü erir gider. Delikli bir kaba aktararak suyunu süzdürüyoruz. Diğer yandan kıyma, soğan, bulgur ve diğer malzemeleri bir kapta karıştırarak içimizi hazırlıyoruz. Pazıların damar kısımlarını çıkarıp parçaları birleştirerek orta boyda sarmalar hazırlıyoruz.
Daha önceden ayıkladığımız pazı saplarını tencereye diziyoruz ve pazıları da tencereye yerleştiriyoruz. Üzerine 2 bardak su koyup kaynadıktan sonra kapağı kapalı olarak kısık ateşte suyunu çekene kadar pişiriyoruz.
Sıcakken tercihen üzerine sarmısaklı yoğurt ve pul biberle servis yapıyoruz.
Afiyet olsun.
28 Aralık 2007
SÜTLAÇ
27 Aralık 2007
GERİDE KALAN BAYRAM TELAŞI
Aslında hep düşünmüşümdür, bayram evet zevkli ve güzel bir şey ama bayram hazırlığı ve telaşı hele hele hazırlık aşamasında kalabalıksanız bence çok daha güzel. Evet bu bayram öncesi bir de bebek katıldı aramıza, o da ayrı bir bayram telaşıydı sanki...
Bayram sabahı tertemiz-derli toplu evde güzel bir kahvaltı yapıldı, giyinip süslenildi ve bayramlaşıldı. Daha sonra büyüklere ziyarete gidildi. Bayramda herkes uzun zamandır görmedikleri ile hasret giderdi. Hele bu bayram Ankara dışında olan neredeyse tüm yakınlarımız Ankara'daydı. Uzun zamandır özlenen yeğenler büyümüş, birbirimizle hasret giderdik. Herkes birbirini ziyaret etti, tam evden çıkacakken misafirlere yakalanıldı, Yarım saat önce gittiklerinizle başka mekanda yine karşılaşıldı.
Ankara'dayken haftada iki kez görüştüğümüz, ancak daha sonra İstanbul'a taşınan arkadaşlarımız da Ankara'ya geldiler. Tam bir güllaç tutkunu olan arkadaşlarımıza güllaç yapıldı.
Tabii bu arada blogla ilgilenilemedi, bu koşuşturma arasında fırsat olmadı. Pişirilen yemeklerin bir çoğunun resmi çekilemedi...
Sonunda bayram arkasında tatlı bir yorgunluk bırakarak geçti gitti... Gelenler yavaş yavaş dönmeye başladılar, bazıları çoktan gitti, herkes normal hayat koşuşturmasına kaldığı yerden devam etti. Pazartesi sabahı yorgun ve isteksiz gözlerle, çocuklar okula götürüldü-ayaklarımız geri geri giderek işe başlandı. Sizi bilmem ama bu bayram sonu ben kendimi yaz tatilinden dönüyormuş gibi hissettim... Ama eğer hayatımızdaki koşuşturma ve telaş olmazsa tatillerin de bir anlamı olmaz öyle değil mi?
Tarif mi? Bir çoğu önceden yayınladığım tariflerdi zaten. Kalanları en geç bu hafta sonuna kadar yayınlamaya çalışacağım.
Cumartesi görüşmek üzere...
Kendinize iyi bakın. :)
20 Aralık 2007
19 Aralık 2007
HOŞGELDİN ELİF BEBEK!
Uzun ve heyecanlı bir bekleyişten sonra 17 Aralık 2007 Pazartesi günü minik mi minik, sevimli mi sevimli, misler misi kokan Elif Bebek hayata merhaba dedi.
Kuzey, Ayşegül ve Elif
Hepimize müthiş bir bayram hediyesi oldun. Allah analı-babalı büyütsün. Ömrün sağlıklı, mutlu, uzun olsun.
Aramıza hoş geldin Elif Bebek!
16 Aralık 2007
EV BAKLAVASI
Malzemeler:
Hamuru için
1/2 su bardağı su
1/2 su bardağı süt
1/2 su bardağı sıvı yağ
1 yemek kaşığı yoğurt
1 yumurta
1/2 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı şeker
1/2 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un
İçi için
1 su bardağı iri dövülmüş ceviz
Üzerine
2 su bardağı sıvı yağ
1 yemek kaşığı tereyağ
Şerbeti
3 su bardağı toz şeker
2,5 su bardağı su
1 tatlı kaşığı limon suyu
Açmak için
1/2 kg nişasta
Yapılışı:
Tüm hamur malzemelerini yoğurup kulak memesinden biraz daha yumuşak bir hamur elde ediyoruz. Üzerini temiz bir bezle örtüp bir kenarda 2 dakika kadar dinlendiriyoruz.
Dinlendirdiğimiz hamurları cevizden daha küçük olacak şekilde 40 adet minik bezeye ayırıyoruz.
İlk yuvarladığımız bezeden başlayarak 10 adet bezeyi alıyoruz ve teker teker 13-15 cm çapında açmaya başlıyoruz. Bezeleri açarken kesinlikle un değil sadece nişasta kullanıyoruz. Açtığımız 10 adet hamuru aralarına bol nişasta serperek üst üste diziyoruz. Nişastaları serpikten sonra elimizi üzerinde hiç gezdirmiyoruz. Üst üste dizdiğimiz hamurları 50cm çapına ulaşıncaya kadar merdane yardımıyla her tarafı aynı incelikte olacak şekilde açıyoruz.
Resimdeki benim ellerim tanıştırayım... :)
Böylece ilk katımızı elde edeceğiz, ilk katı tepsiye yerleştiriyoruz.
Not: tepside 40 kat hamur olacaktır. Bunları onarlı gruplar halinde açtığımızda 4 kat hamur elde edeceğiz.
İkinci on katı da aynı şekilde açarak tepsiye diziyoruz ve bu işlem sonrasında dövülmüş cevizin yarısını üzerine serpiyoruz.
Sonra diğer 2 katı da onarlı gruplar halinde aynı şekilde açarak ilk tepsiyi tamamlıyoruz. İkinci tepsiye de aynı işlemi uyguluyoruz.
Baklavaları alengirli :) şekiller vererek kesiyoruz.
Bir kapta 2 bardak sıvı yağ ve 1 yemek kaşığı tereyağı eritip fokurdamaya başladıktan sonra 5-10 dakika kaynatıyoruz. Kaynayan yağı kepçeyle hamurun her tarafına döküyoruz. Burada önemli olan yağın iyice kaynatılmasıdır, öyle ki hamura döktüğünüzde cızzz! diye ses çıkması lazım. Denemek için önce yemek kaşığı ile biraz yağı hamura döküp cızırdamaya başlayıp başlamadığını kontrol ediyoruz. Eğer cızırdamadıysa Güler Ablamın çatık kaşlarıyla karşılaşıyor ve yağı kaynatmaya devam ediyoruz.
Yağı tepsinin her tarafına paylaştırıp, fırına sürüyoruz. Benimkiler 200 derece fırının fanlı ayarında 60-65 dakikada kızardılar...
Fırından çıkardığımız baklavalar için 2 seçeneğimiz var. İstersek şerbeti hazırlayıp dökebiliriz, ya da benim gibi baklavayı 2-3 gün önceden pişirip şerbeti kullanmadan 1 gece önce de dökebiliriz. Şerbeti hemen dökeceksek tarif aşağıda:
Su ve şekeri kaynatıp, limon suyunu da ekliyoruz. Ateşten alıp sıcak hamurun üzerine ılık halde döküyoruz ve bir gece bekletiyoruz.
Şerbeti sonra dökeceksek soğuk hamura sıcağa yakın ılık şerbeti döküyoruz ve yine bir gece çekmesini bekliyoruz.
İşte hepsi bu...
Afiyet olsun.
12 Aralık 2007
PASTANE POĞAÇASI PORSELEN DEMLİK ÇAY SAATLERİ ETKİNLİĞİ 8
09 Aralık 2007
ZEYTİNYAĞLI SOĞAN DOLMASI ye#29
10 adet kırmızı soğan
İç Malzemesi:
1 orta boy soğan
1 su bardağı pirinç
1 paket dolmalık fıstık
1 paket kuş üzümü
1 bardak zeytinyağı
1 yemek kaşığı nar ekşisi
1 adet limon
Yarım çay kaşığı tarçın
Yeni bahar, karabiber
Tuz
1 tatlı kaşığı şeker
Kıyılmış maydonoz ve dereotu
2 bardak su
Yapılışı:
Öncelikle soğanların kabuklarını soyup, bir tarafına boydan boya bir kesik atııyoruz. Üstünü geçecek şekilde su koyup tencerede soğanlar şişinceye kadar pişiriyoruz. Soğanlar pişince altını kapatıp çok dikkatli bir şekilde sudan alıyoruz ve bir kenarda soğumaya bırakıyoruz.
İç malzemesinin hazırlanışı:
Zeytinyağından 1 parmak kadarını ayırıp gerisini tencerede kızdırıyoruz ve fıstıkları kızgın yağda 1-2 dakika çeviriyoruz. Küp kesilmiş 1 adet soğanı da ekleyip soğanlar ölünceye kadar kavuruyoruz. Pirinci de ekleyerek 1-2 dakika da onu kavuruyoruz. Üzerine yarım su bardağı suyu koyup, kısık ateşte suyunu çekene kadar kapağı kapalı olarak pişiriyoruz. Suyunu çekince altını kapatıp; kuş üzümü, nar ekşisi, yarım limon suyu (yarısını daha sonra kullanmak üzere ayırıyoruz), tarçın, yeni bahar, karabiber, tuz, şeker, maydanoz ve dereotunu ekleyerek güzelce karıştırıyoruz. Pişen soğanlar soğuduktan sonra katlarını dikkatlice ayırarak, içine iç malzemesinden koyup bezbol topu şeklinde sarıyoruz.
Tencereye diziyoruz ve üzerine kalan 1,5 su bardağı suyu ve ayırdığımız 1 parmak zeytinyağını döküyoruz. Dolmalar suyunu çekene kadar pişiriyoruz. Suyunu çeken dolmamızı ocaktan alıp üzerine yarım limon suyunu ekleyip oda sıcaklığında soğuyana kadar bekletiyoruz. Soğuduktan sonra tencereden dikkatlice alıp kapaklı bir borcama diziyoruz ve buzdolabına kaldırıyoruz. Soğan dolmamız hazırdır.
Afiyet olsun….
ET SOTE
ZEYTİNYAĞLI HAVUÇ ye#29
08 Aralık 2007
TAVUKLU SEZAR SALATA
Malzemeler:
1 adet iceberg
1 paket hazır pişmiş tavuk nugget
1 kase dilimlenmiş salatalık turşusu
1 kase biberli yeşil zeytin
1 kase mısır konservesi
Zeytinyağı
Ketçap, mayonez
Iceberg'leri yıkayıp büyük parçalar halinde salata kasesine diziyoruz. Tavuk parçalarını tavada ısıtıp ince uzun dilimler halinde kesiyoruz. Onları da salatanın üzerine diziyoruz. İnce dilimlenmiş zeytinleri, konserve mısırı ve dilimlenmiş turşuları da salatanın üzerine yayıyoruz. Üzerine bir miktar zeytinyağı gezdiriyoruz. Ketçap ve mayonezle süslüyoruz. İşte hazırlandı bile.... :)
Afiyet olsun.
05 Aralık 2007
HAMSİ TAVA
Dizme işlemi bittikten sonra ikinci sıraya başlıyoruz. İkinci sırayı da hamsilerin sırt kısımları üste gelecek şekilde diziyoruz. Bu sıranın da üzerine tuz serptikten sonra orta ateşte pişirmeye başlıyoruz. Hamsi önce suyunu salacaktır, daha sonra da saldığı suyu çekecektir. Suyunu tamamen çektikten sonra altını iyice açıp kızarmasını sağlıyoruz. Bir tabak yardımıyla balıkları ters yüz ediyoruz ve aynı işlemi diğer tarafına da uyguluyoruz. Diğer yüzü de pişince altını kapatarak tabağa alıyoruz ve servis yapıyoruz.
Afiyet olsun.
02 Aralık 2007
KÖRİLİ HİNDİ
500 gr. hindi göğüs eti
1 orta boy soğan
Yarım çay bardağı sıvı yağ
1 tatlı kaşığı köri
Tuz, karabiber
Yapılışı:
Hindi etini uzun şeritler halinde kesiyoruz. Soğanı salata soğanı gibi yarım ay şeklinde ince ince doğruyoruz. Tencerede yarım çay bardağı yağı kızdırıp hindi ve soğanları hindinin suyunu salmasına izin vermeden hemen soteliyoruz.
Hindi suyunu salınca tuzu, karabiberi ve körinin yarısını ekleyerek ağzını kapatıp ateşi kısıyoruz. Kısık ateşte 25-30 dakika kadar pişirdiğimiz ete körinin kalanını da ekleyip karıştırıyoruz ve altını kapatıyoruz. Yemeğimiz hazırdır.
Afiyet olsun...
01 Aralık 2007
FIRINDA SOYA KIYMALI PATATES
200 derece fırında patatesler suyunu iyice çekene kadar pişiriyoruz. Bu işle yaklaşık 45-50 dakika sürecektir. Tabii süre fırından fırına değişebilir.
Fırından çıkardıktan sonra sıcak olarak servis yapıyoruz.
Afiyet olsun.
DAMLA ÇİKOLATALI KEK
Üzerinize afiyet son zamanlarda ölçüyü fazla kaçırmışım, bir de baktım kilolar almış başını gitmiş... 3 aydır diyetteyim topu topu 2 kilo vermişim (eee insan 4 gün diyet yapıp üç gün bozarsa böyle olur işte) :(
Sonunda ben de bir spor merkezine üye oldum ve bu sabah ilk kez faaliyetlerime başladım. 1 saat kadar kaldım ve eve geldiğimde haşatım çıkmıştı. Alışırım inşallah, ama bu arada diyete de devam tabiii. Yoksa bu 10 kilo nasıl gidecek (aslında 12 kilo da çaktırmıyorum). Kek mi? yok canım onu geçen hafta yapmıştım :)
Hemen her hafta Cumartesi günleri yaptığım kek çeşitlerine geçen hafta bir yenisini daha ekledim. Aslında damla çikolatayı kekte duydum hatta yedim ama ben hiç denememiştim. Cumartesi günü kekin içine koyacak malzeme bulamayınca damla çikolatada karar kıldım. Kuzey bu rengi kahverengi olmayan (hep iki renkli veya kakaolusunu istiyor) kekin renginden pek memnun kalmadı ama tüm misafirler zevkle tükettiler, böylece hafta sonu misafirlerinden geriye kalanlar Kuzey’in midesini değil dipfrizi boyladılar.
Yapılışı daha önceki iki renkli kekimden farklı değil, sadece kek hamurunu ikiye bölmeden 1 su bardağı damla çikolatayı ekleyip iyice karıştırıyoruz ve hepsini kek kalıbına döküyoruz. Pişirdikten sonra soğumasını bekleyerek servis yapıyoruz. .
Afiyet olsun...